Radyo
RADYO
Radyonun gelişmesinde birçok insanın emeği geçmiştir; yani radyoyu bulan bir tek kişi değildir. Radyo dalgalarının varlığını ilk belirten İngiliz matematikçisi Clerk Maxwell oldu (XIX. yüzyıl ortalan). 1888'de bir Alman bilim adamı olan Hertz ise radyo dalgalarım üretmeyi başardı, tik "telsiz" mesajını gönderenin Rus bilgini Popov olduğu ileri sürülüyor. Popov 1896'da bir laboratuvardan telsizle haber gönderdi. Gene aynı yıl, Marconi radyoyu kullanışlı bir haberleşme aracı haline getirmek için ilk deneyleri gerçekleştirdi. Marconi bu deneyi İtalya'da, babasının evinin bahçesinde yaptı. Yıllarca sonra, Comwall'dan Newfoundland'e Atlas Okyanusu' nu aşan bir haber göndermeyi başararak bütün bilim dünyasını şaşırttı. Çünkü o güne dek böyle bir şeyin olanaksız olduğu sanılıyordu.
Radyo dalgaları dalgalı elektrik akımlarıyla üretilir. Dalgalı akınım önemli özelliklerinden biri de frekansı, yani bir saniye içindeki dalgalanma sayısıdır. Her istasyonun kendine özgü, belirli bir frekansı vardır. Alıcıdaki ayarlı bir devre aracılığıyla istediğimiz istasyonu bulabiliriz. Bu devre bir tel kangalı ile kondansatör denilen bir düzenden meydana gelmiştir. Kondansatör belirli bir frekansta yankılar, yani bu frekansa öncülük tanır. Kondansatörün değerini değiştirerek sesi yankılayan frekansı değiştirebiliriz. Böylece alıcının ayarlanmış olduğu istasyon karşımıza çıkar. Ayarlı devreden bulunan radyo sinyali çok zayıftır. Bundan ötürü, hoparlörden verilmeden önce sesin birçok kez büyütülmesi gerekir. Sesi büyütme işlemi transistörlerle ya da radyo lâm-balarıyla sağlanır. Alıcıda bir radyo lâmbası ya da transistor bulunur. Bunlar radyo dalgalanndan sesi ya da müziği almaya yarar.
Bir radyo verici istasyonunun en önemli parçası radyo lâmbası ya da transistordur. Bu.nlar denetlenmiş frekansta dalgalı akımı üretmeye yarar. Frekansı denetlemek için genellikle bir kuvars parçasının titreşmesinden yararlanılır. Akım birçok kez büyütüldükten sonra, antene yüklenir. Anten akımı radyo dalgalarına dönüştürür.
Bununla birlikte, radyo dalgalarıyla taşınacak olan konuşma, müzik ya da telgraf sinyalleri, antene ulaşmadan önce "modülasyon" denen bir işlemden geçirilir. Bir tekniğe göre, radyo dalgasının uzunluğu, konuşma ya da müziğin genişliğindeki değişikliklerle birlikte değişir. Buna "geniş" (amplitude) "modülasyon" denir (AM). Daha iyi sonuç veren başka bir teknikte ise, radyo dalgasının frekansı, konuşma ya da müzikteki değişikliklere uyarak değişir. Buna da "frekkans modülasyonu" (FM) denir. Telgraf sinyalleri radyo dalgasını ya açıp kapatır, ya da iki dalga arasındaki frekansı ileri, geri oynatır.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.