ANGELİKA
Eengelvvurz, echte Brustvvurzel, angelica, angeli que gibi isimlerle anılan angelika, Kuzey Afrika kökenli ve kozalak çiçekliler familyasına ait bir bitkidir ve bütün Avrupa'da yayılma alanı bulmuştur. Kökü, tohumu ve sapı, kesif ve hoş baharatımsı bir kokuya sahiptir. Bu kısımlar, başlangıçta tatlımsı lezzete sahipken, daha sonra keskin ve acımsı bir hal alırlar, içerdiği etkili maddeler, % 1'e kadar eterik yağ, reçine, angelika asit, hydrokoratin, baldrin asit, sepi maddeleri ve acı maddelerdir. Bitki, evvela Grönland, izlanda ve iskandinavya'da yabanî halde doğal florada ortaya çıkmıştır. Oralarda sebze olarak değer bulan bitki, Almanya'ya 14. yüzyılda göç edebilmiştir, içeceklere aroma vermek ve mideyi kuvvetlendirici ilâç olarak kullanılmasının yanı sıra, vebaya karşı ilâç, yılan sokmalarına ve diğer zehirlenmelere karşı da koruyucu olarak kullanılmıştır. Bir dilim (parça) angelika ağızda tutulursa, zehirli havadan insanları korur. Angelika, Almanya'da nehir kıyılarında ve rutubetli çayırlarda yabanî olarak büyür. Ayrıca Belçika, Fransa, italya, isviçre ve Rusya'da da yetiştirilmektedir. İki yıllık bir bitki olan angelika 2 m kadar boylanır; kök gövdesi 3-9 cm kalınlığında olup, kuvvetli bir şekilde dallanma gösterir. Tedavide yaprakları ve kökleri ilâç olarak, sindirim güçlüklerinde, mide bozukluğunda ve iştah açıcı olarak kullanılır. Angelikanın kökünden yapılan çay, kuvvetli balgam söktürmeyi teşvik eder. Parfümeri sanayiinde angelika yağı önemli bir rol oynar ve aynı şekilde kozmetik sanayiinde de, özellikle diş macunlarının hazırlanmasında kullanılır. Angelika meyveleri (tohumları), likör sanayiinde Chartevse, Benedictine ve diğer aromatik acılı likörlere çeşni vermek için katılır. Sapı ve yaprakları, bazı bölgelerde baharat olarak çorba, sos ve salatalarda kullanılır.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.