Batılılaşma

14 Ağustos 2013 tarihinde tarafından eklendi.

BATILAŞMA
Sömürge halkı  için ideal, efendilerine benzemektir. Hind için amaç “İngilizleşmek”tir. Çinhindi için “Fransızlaşmak”. Uzun süren sömürgecilik yılları, emperyalist yöntemler arasında büyük benzerlikler olduğunu gösterdi. Eski dar deyimlerden vazgeçilerek” Avrupalılaşmaktan söz edilmeye başlandı.
Uygarlığın öncüleri, yenilenlere önce kendilerini örnek gösterdiler; sonra üyesi bulundukları topluluğu. Dava iktisatça ileri bir dünyanın, iktisatça geri kalmış bölgeleri rahatça sömürmesinden, onları ehlileştirmesinden ibarettir. Bütün bu kelimeler Batı dillerinde aktif bir mana taşırlar; yani İngilizleşme değil “İngilizleştirme” Avrupalılaşma değil “Avrupalılaştırma”, Batılaşma değil “Batılılaştırma” söz konusudur. Sürükleyen daima Batı’dır, sürüklenen öteki ülkeler. Avrupalılaşma veya Batılaşma, başlangıcı 18. yüzyıl sonlarına uzanan sosyal değişme sürecidir. Ülkemizde ikinci Meşrutiyet’e kadar bir devlet politikası olarak değil, yarı şuurlu bir özlem olarak aydınlar arasında belirir. 
“Avrupalılaşma” kelimesi, uygar  Avrupa’da kurulan ve Rönesansın, Protestanlığın, sanayi inkılabının ürünü olan belli sosyal sistemlerin, nüfuz yoluyla Amerika, Afrika, Asya kültür ve medeniyetleri  üzerinde yaptığı etkileri belirtmek için kullanılır. Avrupalılaştırma, iktisadi bakımdan ferdiyetçi kapitalizm ve rekabet ülküsünü, siyasi bakımdan demokrasi fikrini benimsetmek; daha çapraşık, daha adil, fakat daha az verimli ve ilerlemeye daha az elverişli kollektivist ve komünal medeniyetleri kontrol etmek, sanayide el tezgahının yerine fabrikayı ve dökümhaneyi faaliyete geçirmektir. Terbiye alanında Avrupalılaştırma ise, Avrupa dışındaki toplulukları, Avrupa ilimlerini elde ederek, maddi hatta manevi kazançlar sağlayacaklarına inandırmak, misyonerin Kitab-ı Mukaddes tüccarın malları, idarecinin iyi niyetleri yönüyle,  kabile geleneklerini yıkmak ve israfı önlemektir.

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Şu Sayfamız Çok Beğenildi
TÜRK EDEBİYATINDA REALİZM