1969 temmuzunda içinde üç Amerikalı ast­ronotun bulunduğu bir Apollo uzay aracı, saatte 9.600 km.'lik bir hızla Ay'ın çok yakınından ge­çiyordu. Aracm retro-roketi tam tamına gereken dakikada ateşlenerek aracın yavaşlamasını ve Ay çevresinde yörüngeye oturmasını sağladı. Roket motora tam vaktinde ateşlenmeseydi, astronotlar Ay'a çarpıp parçalanabilir, ya da Ay'ın yanın­dan geçip giderek uzayda kaybolabilirlerdi.
Roket motorunu tam hangi dakikada ateşle­mek gerektiğini nereden biliyorlardı peki? Bunu onlara bir bilgisayar söylemişti. Gereken karma­şık hesapları böylesine bir çabuklukla ancak bir bilgisayar (elektronik beyin) yapabilirdi. İşte bundan dolayı, uzay araçlarının kalkıştan inişe kadarki bütün hareketleri bilgisayarlarla denetle­nir.
Bilgisayar gerçekten son derece hızlı ve doğ­ru hesap yapan bir hesap makinesidir. Bir bakı­ma, süpermarketlerdeki toplama makineleri de basit birer bilgisayardan başka bir şey değildir. Ancak, bilgisayar terimi bugün daha çok, endüst­ride ve ticarette geniş çapta kullanılan karmaşık makineler için kullanılıyor. İşçilerin ücretleri, elektrik faturaları, uçak biletleri bugün hep bil­gisayarla hesaplanıyor. Fabrikalarda malın oto­matik ve yeterli bir biçimde çıkması da bilgisa­yarla denetleniyor. Bilgisayarlardan kitapların, dergilerin seçiminde, hasta muayenesinde, hasta­lığın teşhisinde, trafik akışının denetlenmesinde ve meteorolojide bile geniş ölçüde yararlanılıyor.
Bir bilgisayara bilgi vermek ya da bilgi al­mak için, uzmanlar özel bir "dil" kullanırlar. Rakamlar "İkili Şifre" ile gösterilir. Bu şifrede yalnız 1 ve 0 rakamları kullanılır. Rakamlar elek­trik akımında kesintiler yapılarak elde edilebilir. Örneğin düğmeye basıp akımı başlatınca 1, gene düğmeye basarak akımı kesince 0 rakamı çıkar. Bilgisayarlar elektrik akımıyla çalıştıkları için son derece hızlı iş görürler. Bir matematikçinin kâğıt kalem kullanarak, saatlerce süren işlemler­den sonra çözebileceği bir hesabı bilgisayar bir saniyeden az bir süre içinde çözebilir. Üstelik, hata da yapmaz.