DEPREMLER
DEPREMLER
Yer kabuğundaki gerilimler ve sıkışmalar kaya tabakalarında kırılmalara yol açabilir. Kırılan kaya tabakalarının uçları birbirinden uzaklaşırken titreşimler, sarsıntılar meydana gelir. Bu titreşimler dışarıya ve her yöne doğru yayılır. Titreşimlerin gücü yol aldıkları kayaların türüne göre değişir. Gevşek kumda ve çakılda titreşimler zayıf, granitte ise çok güçlüdür. Kırılmanın meydana geldiği noktanın hemen üzerindeki yeryüzü alanına "deprem merkezinin üstü" denir. Depremin en çok zarar verdiği bölge de burasıdır. Deprem merkezinden uzaklaştıkça titreşimler zayıflar, daha az zarara yol açar.Dünyanın her yerinde deprem olabilir. Bu
nunla birlikte, iki ana deprem bölgesi vardır. Za-manımızdaki depremlerin % 80'i bu iki bölge arasında meydana gelmektedir. Büyük Okyanus Deprem Kuşağı ise İspanya ile Kuzey Afrika'dan başlayarak İtalya'dan, Orta Doğu'dan geçer ve Doğu Hint Adaları'nda Büyük Okyanus Deprem Kuşağı ile birleşir.
Depremleri inceleyen bilim dalına ' 'Sismoloji'' denir. Depremleri önceden haber almaya, sarsıntının derecesini ölçmeye yarayan alete ise "sismograf" adı verilir. 1755'te sismograf icat edilmiş olsaydı, belki de dünyadaki en şiddetli deprem olan Lizbon depremini saptamak mümkün olurdu. Portekiz'de, Lizbon'da meydana gelen bu depremin sarsıntısı Norveç'teki göllerde bile duyulmuştur. Böylesine şiddetli bir deprem sırasında meydana gelen enerji, bir milyon ton T.N.T.'nin patlaması sonucunda doğan enerjiye eşittir. ■
1923'te Japonya'da meydana gelen bir deprem bilinen en büyük zarara yol açmıştır. Tokyo' da ve Yokohama'da beşyüz bin bina tamamen yıkılmış, kimi yerlerde deniz yatağı 300 m. aşağıya çökmüştür.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.