DİLBİLİMİNİN KONUSU

14 Ağustos 2013 tarihinde tarafından eklendi.

DİLBİLİMİNİN KONUSU:

Dilbilimi dili incelerken, onun nasıl işlediğini aydınlatmaya çalışır.
   Uzun süre dile, psikoloji, sosyoloji ve biyolojinin bakış açısından  bakılmıştır. Günümüzde ise dilbiliminin biricik konusu; dili kendi başına ve yalnız kendisi için incelemek olmuştur. Dilbilimin konusu ve alt dalları altı madde halinde verilir. Bu maddeler şu şekildedir:
a)   Langage açısından dilin bütün şartlarını, konuşma gereci, seslerin fizyolojik, akustik yanlarını, çağrışım şemalarını, anlayışın temini, dilin psiko-sosyal karakterini araştırır.
Konuşan dinleyen karşıtlığını, bildiriyi, kişi dil ilişkisi, üslup problemleri, kültür-dil problemleriyle ilgilenir. Çift ana dilleri olan toplulukları, çok dil konuşanların durumu, dilden dile aktarmalar üzerine araştırma yapar. Çocuğun dili nasıl öğrendiği, unutma hastalığının dili nasıl etkilediğini inceler.
b)   Belli dilleri inceler. Dillerin bütün biçimleriyle ilgilenir. Yazı dili ve konuşma dilinin bütün tarzlarını inceler. (lehçe, ağız, şive, çocuk, yaşlı, genç ….) Bu inceleme en ilkel toplumlardan en gelişmiş topluluklara kadar her sistem için yapılır.
Bu bölümde yazar dil ve lehçe ayrımı üzerinde durur ve konuyu daha iyi aydınlatmak için Fransa’dan  örnek verir.
Dilbilimi yalnız konuşulan dilleri incelemekle kalmaz, dillerin geçmişteki biçimlerini de git gide daha gerilere giderek araştırır. Eski diller hem konuşulan dilleri hem de yazı dillerini içine alır.
Dilbilimciler, dilleri hem tarih hem de günümüz açısından incelerler. Günümüzde yapılan dilbilim çalışmaları için zamandaş ya da dural terimini kullanırken, tarihi incelemeler için evrimsel terimini kullanmaktadırlar.
c)   Genel dilbilimi, dural ve evrimsel yöntemlerle çalışan dilcilerin kullanmış oldukları terminoloji ve yöntemleri inceler, onların eleştirisini yapar.
d)   Dile bir bütün olarak bakan ve bütün olarak nasıl işlediğini araştıran çağdaş dilciler, genel dilbilimi çerçevesinde tartıştıkları yöntemleri dillere uygulayarak yeni açılardan gramer yazmayı bilimsel bir iş olarak görürler. Ancak pozitivistler, gramer yazma işini bilimsel bulmadıkları için bu işi pedagoglara bırakmışlardır.
e)   Uygulamalı gramer yabancılara dil öğretiminde ve çeviride yaşanan zorluklarla ilgilenir.
f)   Bir üst dil oluşturması ile ilgilenirler. Bilim dilinin düşüncede hatayı önleyecek hiç olmazsa hataya yol açmayacak şekilde olması gerektiğini savunurlar.
Dilbilim olanı inceler. Dilin gelecekte nasıl olacağına dair tahminlerde bulunmaz. Kuralcı değildir. Sadece dildeki gelişmeleri izler. Yeni deyim ve yapıları tespit etmeye çalışır.

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Şu Sayfamız Çok Beğenildi
TÜRK EDEBİYATINDA PARNASİZM