LAİK AHLAKIN SOSYAL TEMELLERİ Dinsizlik ve Ahlâksızlık

14 Ağustos 2013 tarihinde tarafından eklendi.

LAİK AHLAKIN SOSYAL TEMELLERİ
Dinsizlik ve Ahlâksızlık:
Dinî inancın sarsılması da, asırlarca dinle beraber yaşayan ahlâk imanını zedelemiştir. Bir insanın dindar olmayışı, cemiyete herhangi bir fenalık getirmez. Dindarlık veya dinsizlik ferde ait özel tavırlardır; ve dinsizlik bir suç değildir. Halbuki, bir insanın ahlâkî değerleri hiçe sayması, cemiyeti yıkar ve cemiyet tarafından hoş görülmez. Demek ki, dinin sarsılması ile veya dinî inançların kuvvetini kaybetmesi ile ahlâkın kuvvetini kaybetmesi tamamıyla ayrı şeylerdir.
Bir insan kolayca «ben dinsizim» diyebilir. Fakat bir insan, «ben ahlâksızım» diyemez. Çünkü birincisinde fert Tanrıya karşı suç işlemiştir ve bu, Tanrıdan başka kimseyi ilgilendirmez. Halbuki ikincisinde, öyle düşünmeyiz; bunda cemiyete karşı bir tecavüz hissederiz. Çünkü ahlâksızda sosyal değerlere karşı bir düşmanlık görürüz. Ahlâksızın, ahlâksızlığına müdahale etmemek nasıl bir suç ise, dinsizin de dinsizliğine karışmak o kadar suçtur. Ayni şeyi dindar adam için de söyleyebiliriz. Yani dindar adamın tavrını inkılâp veya medeniyet namına küçümsemek  veya ona müdahale etmek ahlâksızlığın ta kendisidir. Ne dinsizlik ve ne de dindarlık ferdî vicdanın dışına çıkarak bir tecavüz unsuru olmak hakkına sahiptir.
Bugünkü cemiyet münasebetleri, çeşitli toplumlara bağlı törelerin bir araya gelmesini, birbiri üzerine tesir etmesini kolaylaştırmaktadır. Daha doğrusu, âdet ve törelerde bir çözülme ve ortadan kalkma vardır. Bu durum karşısında, ferdî iradeye yon veren ahlâk kaidelerini bugün neye dayandıracağız? Çünkü, artık din gibi, âdet ve töreler de ferde eskisi gibi baskı yapamamaktadır. Siyasî ve içtimaî müesseseler, tıpkı ilk Çağ Yunan Siteleri'nde olduğu gibi ortaya yepyeni bir insan tipi çıkarmıştır. İlim ve teknik, eski cemaat bağlarını çözmüş, uzak kıtaların insanlarını birbiri ile kolayca temasa getirmiştir. İlim ve teknik, dinlerin, çağlar boyu başaramadığı müşterek bir insanlık idealinin artık bir hayal olmadığını haber vermektedir, insanların emekleri, teknik araçlar vasıtasıyla birbirine karışmaktadır. Birbirinden habersiz binlerce insan, ayni teknik istihsal içinde emeklerini birleştirmektedirler. Halbuki bugün, ilim ve teknik, dost ve düşman, bütün toplumlarda ve memleketlerde müşterek bir tasvibe uğruyor, ilim ve teknik, lâik ve üniversel bir vasıf taşıdığı için, girdiği yerden bir daha çıkmak veya çıkarılmak şöyle dursun, derhal benimseniyor, ilim ve teknik sayesinde, insanların hayatı, yaşayış tarzı değişiyor. Mahallî ve millî âdetler ortadan kalkıyor.
Elbette böyle bir dünyanın insanını,  Orta  Çağın dinî bağları ile veya klan, kabile dayanışmasının temeli olan, töre ve âdetlerle idare etmek, onların ahlâkî şuurunda, eski çağ insanlarına ait heyecanlan aynen yaşatmak mümkün değildir.
Zamanımızda bütün ölçüler gibi, ahlâk ölçüleri de değişmiştir. Dün insanlık (humanity) muhtevası olmayan boş bir kavramdı. Fakat bugün o, dinlerin, cemaatlerin, milletlerin üstünde, apayrı, dopdolu bi mana kazanmıştır. Demek ki üniversel ve laik bir ahlakın bütün şartları bugün içtimai realitede mevcuttur.

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Şu Sayfamız Çok Beğenildi
Tanzimat Şiirinin Dil ve Anlatım Yönü