ÖĞRENME ORTAMI

14 Ağustos 2013 tarihinde tarafından eklendi.

Öğrenme Ortamı

Kişilik gelişiminde baş etmenlerden biri olan öğrenme,belli olanak ve koşulların bulunduğu bir ortamda gerçekleşmektedir. Öğrenme ortamı denildiğinde,başta okul olmak üzere,aile,arkadaş çevresi ve diğer toplumsal ekonomik çevreler akla gelmektedir.
Çocuğun,bilişsel,duygusal,devimsel ve toplumsal gelişiminde aile ilk ve önemli etkendir. Ailenin bu etkisi,yetişkinliğe değin,belirgin bir biçimde sürmektedir. Bu çevre çocuğun okula,arkadaş çevresine ve diğer toplumsal çevrelere uyumu, okul başarısı üzerinde etkisini göstermektedir. Ancak, ailede planlı,programlı bir eğitimden çok,genellikle anne babanın özel eğilimleri doğrultusunda bir eğitim uygulanmaktadır.
Her öğrencinin,alabilme gücü ölçüsünde ve yönünde gelişim göstermesi sağlamak için öğrencilerin tanınması,onlara uygun öğretim programların düzenlenmesi ne ölçüde gerekliyse,uygun bir öğrenme ortamının hazırlanması da o denli gereklidir. Uygun öğrenim ortamını maddesel ve toplumsal-ruhsal ortamlar oluşturmaktadır.(Bakırcıoğlu,1983).
Olumlu maddesel ortam dendiğinde;öğrenmeyi destekleyen derslik,derslikteki masa,sandalye,ısı,ışık,hava;derslik dışında gezilip görülmesi,yararlanılması gereken yerler;öğrenmede kullanılacak kitaplar,öbür araç-gereçler vb. akla gelmektedir. Maddesel ortam,toplumsal-ruhsal ortama alt yapı oluşturduğu ölçüde bir anlam taşımaktadır.
Olumlu toplumsal-ruhsal ortamı ise; öğrenme isteğini kamçılayan öğretmen-öğrenci,öğrenci-öğrenci,yönetici-öğretmen ve yönetici-öğrenci ilişkileri oluşturmaktadır. Olumlu anne-baba-çocuk ve okul-aile ilişkileri de ortamın belirleyicileridir.
Rehberlik ve psikolojik danışma hizmetlerinin başarıyla yürütülebilmesi,eğitim kurumlarında,yukarıda özetlenen niteliklere sahip bir öğrenme ortamın yaratılmasına bağlıdır. Başka bir deyişle,rehberlik ve psikolojik ortamın yaratılmasına bağlıdır. Başka bir deyişle,rehberlik ve psikolojik danışma,böyle bir öğrenme ortamının bulunduğu okullarda amacına ulaşabilmektedir.
Bireye,olabildiğince gelişmesi ve kendini gerçekleştirmesi için ona karşın yardım etmek olanaksızdır. Bu gerçek,tüm öğrencilerin varlığına ve kişiliğine saygı göstermeyi gerektirmektedir. Öğrencinin öğreniminden sorumlu olanlar,ancak,onun gereksinimlerinden yola çıkarak özlenen yere ulaşabilecekleri unutmamak zorundadırlar.
Yakın geçmişteki araştırmalar,davranışlarda,bilişsel özelliklerde görülen bireysel ayrılıkların,normal dağılım eğrisine uygun olduğu yolundaki yargıyı yıkmıştır. Her normal bireye,gereksinim duyduğu ölçüde zaman ve uygun öğrenme ortamı sağlandığında bu kişilerin tümünün öğrenmeyi başardığı gözlenmiştir. Üstün yeteneklerle daha az yetenekliler arasındaki ayrımı,birinin öğrenmeyi başarması;öbürünün ise başaramaması oluşturmamaktadır.
İyi bir öğrenme ortamında öğretmen,öğrencisiyle sevgi,sevecenlik ve saygıya dayalı bir toplumsal-ruhsal ilişki kuran kişi konumunda olacaktır. Öğrencini kimi düşünce ya da davranışlara karşı olsa bile onun kişiliğine saygılı olduğunu,her durumda,tam bir kararlılıkla gösterecektir. İtilmedikçe,aşağılanmadıkça;sevgiyle,saygıyla kendilerine yaklaşıldıkça,hemen her öğrenciye ulaşabileceği bilicini taşıyan kişi olacaktır.
Bu nedenle,rehberlik ve psikolojik danışma hizmetlerinin,öbür temellerle birlikte iyi bir öğrenme çevresinin oluşturulmasında özellikle etken olan eğitim teknolojisine;gelişim ve öğrenme ruhbiliminde özellikle etken olan eğitim teknolojisine;gelişim ve öğrenme ruhbilimine,ilgili öğretim ilke ve yöntemlerine dayandırılması gerekmektedir.

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Şu Sayfamız Çok Beğenildi
FONETİK