Promete

14 Ağustos 2013 tarihinde tarafından eklendi.

Promete, şairin "Batıcılık" anlayışını destekleyen şiiridir. Tevfik Fikret, "Haluk'un Defteri" adlı eserinde topladığı ve oğlunun şahsında gençlere seslendiği şiirlerde yurt ve milletin yükselmesi konusunda "Batıcılık" içinde değerlendirebileceğimiz düşüncelerini ve umutlarını dile getirir. Bu şiirlerinde şair, toplumun iyiye yönelmesi ve yükselmesi için, gençlerin çalışıp didinmeleri gerektiğine, ülkemizi çağdaş düzeye getirmek için Batı'nın bilimini ve fennini almaları gerektiğine vurgu yapar.

Şair, "Promete" adlı şiirinde ülkemizin gerilemesinden, Batı kalkınırken bir varlık gösterememesinden yakınarak, gelişmiş ülkelerin bilim ve fenninin alınıp ülkenin gelişmesine katkı sağlanmasından söz etmektedir. Şair, bu düşüncesini Yunan mitolojisindeki meşhur kahraman Promete'den hareketle daha somut hâle getirmektedir.

Promete, Olymphos'tan ateşi çalıp insanlara vermiş, insanların ilerlemesi için kendini feda etmiştir. Efsaneye göre tanrıların dağından aldığı ateşle insanların gelişmesine, ilerlemesine önayak olmuştur. İşte Türk gençlerinin her biri bir Promete olarak, Batı'nın bilimini ve fennini, onların tekniğini alarak ülkesinin gelişmesi için fedakar bir şekilde çalışacaktır.

Gençler de tembelliğimize son verecek, bize uygar ülkelerden bilim ve tekniği getirecek, bunu yaparken de Promete gibi herhangi bir karşılık beklemeyecektir. Tevfik Fikret bu şiirinde aynı zamanda uygarlık ve Batı kavramlarından ne anladığını da anlatmaktadır. Ona göre Batılı olmak, uygar olmak sadece birtakım araçlarla değil, manevi değerler yoluyla da elde edilir.

Şair, öncelikle gelişmiş ülkelerin yüksek medeniyet hâline gelmelerinin, bizim ise geri kalmamızın nedenlerini sorgulamamız gerektiği mesajını veriyor. Ardından da gençliğin, kalbinde sürekli olarak bir yükseliş özlemini taşıması gerektiğini belirtiyor. Promete örneğinden hareketle bunun zor, yıpratıcı ve fedakarlık istediğini vurguluyor. Şair, gençlerden ulusumuzun geleceğinin isimsiz elektirikçisi olmalarını, Batılı ülkelere giderek oradan ruhu, benliği ve anlayışı besleyen, varlığımızı dirilten meyveleri yüklenip ülkeye getirmelerini istemektedir. Şairin "onlar" diye bahsettiği, uygar uluslardır. "Ben" diye söz edilen ise Türk ulusudur. Onlar mutlu, biz ise aşağıda ve mutsuzuz. Bu açıdan gençlik, çekilecek acılar pahasına hiç durmadan çalışarak uygarlığın nimetlerini ve olanaklarını yurda taşımalıdır.

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Şu Sayfamız Çok Beğenildi
Betimleyici Anlatım